Kadın hastalıkları: Vajinal Akıntı

Kategori: SAĞLIK - Yorum Yazın
Kadın hastalıkları: Vajinal Akıntı

Vajinal akıntı adet günlerine göre alışkanlık veya renginde değişim gösterebilmektedir. Adet kanamasını takip eden dönemlerde, sarı & kahverengi ile birlikte ” parçalanmış kan hücreleri nedeniyle ” olan akıntıdır.Yumurtalık, Hormonlarının en yüksek olduğu iki adet ortası döneminde daha çok rastlanmakta ve akışkandır. Bu sıvılar vajina yan duvarlarından sızarak ve vajina girişindeki idrar deliği kenarlarında bulunan bezlerin salgılarıyla oluşmaktadır.

Sağlıklı bir kadının, berrak ” bazen beyaz, mat “, çiğ yumurta beyazlığı gibi, kokusuz bir akıntı, normal akıntı olarak kabul edilmektedir.

Genel olarak baktığımızda pH asittir. Bu asit vajina üzerinde hastalığa neden olmadan yaşayan, vucut için tüketilmiş şekerleri parçalayarak laktik asiti oluşturan, laktobasil denilen bakteriler sağlamaktadır. Bu nedenle vajina içerisinde mantar sporları ve diğer bakterilerin çoğalmasını engellemektedir. Laktobasillerin şeker üzerinden asit yapabilmeleri için yumurtalık hormonlarını kullanır.

Östrojen hormonu azaldığında, menapozda vajende şeker ve laktobasiller azalıp, enfeksiyona yakalanma oranını artırmaktadır. Bir diğer olay ise, başka organların iltihabı hastalıkların ” bademcik – mesane – ortakulak – akciğer vb. ” tedavisinde kullanılan antibiyotikler, laktobasilleri öldürerek vajinal bölgede mantar ve diğer bakteri enfeksiyonlarının oluşmasına neden olabilir.

Vajinal enfeksiyonlar veya bunlara bağlı olan akıntıların önlenebilmesi için, ciddi bir şekilde önlem ve vajendeki laktobasillerin korunması gereklidir. Birçok önlemin temel kuralı budur.

Anormal Sayılan Akıntılar Nelerdir ?

Kesilmiş süt gibi beyaz rengindeki akıntılar,
Kanlı akıntılar,
Et suyuna benzer akıntılar,
Sarı veya Yeşilimsi iç çamaşırlarda iz bırakan akıntılar,
Bol bir şekilde sarı – gri köpüklü akıntılar,
Kötü kokulu akıntılar ( Örnek : Cinsel ilişki sonrasında alınan bozulmuş balık kokusu gibi )
akıntılar anormal akıntılar sınıfında yer almaktadır. Bu akıntılara ise, aşağıda belirtmiş olduğumuz yan etkilerde eşlik edebilir.

Kaşıntı olması,
Yanma hissi,
İdrar yama esnasında yanma hissetme,
Sık sık veya az az idrar yapmak,
Kızarıklıklar,
Düzensiz kanamalar veya ilişki sonrasında meydana gelen kanamalar,
olarak eşlik edebilirler. Lakin Tanı için jinekolojik muayeneyi takiben, direk akıntıdan alınmış olan örneklerin mikroskopik incelenmesi akıntı durumunun boyanarak ” Gram vb ” mikroskopik incelenmesi sırasında kültür alınarak mikrobun üretilmesi ve rahim ağzı sürüntüsü yapılmaktadır. Buna istinaden oluşan Akıntı nedenleri ;

Mantar,
Trikomonas,
Gardnerella,
Klamidya gibi değişik mikroplar ile bulaşan enfeksiyonlar,
Rahim içi Aletler ile doğum kontrolü,
Kanserler için ” özellikle kanlı akıntı veya ilişki sonrasında kanama mevcutsa “,
Polip belirtisi,
Küçük kız çocuklarında vajina içerisinde bulunan yabancı cisim,
Rahim ağzının dışa dönük olması ” eversiyon ve ektopi ” olabilir.
Tedavi belirtilmiş olan nedenlere göre yapılmalıdır. Tanı ve tedavi mutlak bir şekilde doktor tarafından düzenlenmelidir. Ülkemiz üzerinde sıkça karşılaştığımız bir durum olan ” akıntım var, ilaç verebilir misiniz ? ” parantez içerisinde belirtmiş olduğum örnek gibi eczanelere gidip ilça almak, birkaç fitil tedavisi sonrasında doktora gitmek maalesef çok fazla. Bu tamamen yanlış bir uygulamadır. Uygun olmayan ilaçların, dirençli enfeksiyonlara neden olmak, erken bir tanıyı yada başarılı olacak bir tedaviyi ortadan kaldırmaya kadar gidebilir.

Akıntılar için en önemli konu ;

Normal akıntıyı tanımak ve akıntılı hastalıklara neden olabilecek kişisel alışkanlıklara karşı durmak, kişinin hijenik hatalarından kurtulmasıdır.

Akıntılı hastalıklara yakalanmamak için ve en önemlisi Enfeksiyon ile bulaşan hastalıklara yakalanmamak için ;

İlişki sonrasında, adet kanaması bittiğinde vajina içi güzelce temizlenmelidir. Bu vajinal duş anlamını katmaktadır. Eğer bir temizlik yapılması gerekiyorsa, vajinanın dış bölgesi, ılık, duru temiz su yolu ile yıkanmalıdır. Yıkama işlemi sonrasında da vajina girişi kurulanmalıdır.

Tuvalette temizlik, ön kısımdan arka kısma doğru yapılmalıdır.
Banyo, havuz, sauna veya egzersiz sonrasında ıslak, terli çamaşırlar vücut üzerinde uzun süre bırakılmamalı mümkünse hemen çıkartılmalıdır.

Havuz, Hamam, sauna, küvet ve buna benzer ortak kullanılan yerlerin temiz olmasına dikkat edilmelidir.

Eğer birçok eşli bir cinsel yaşam söz konusuysa, prezervatif ile korunmak gereklidir.
Kullanılacak iç çamaşırlar ” pamuk, yün ” tırnak içerisinde bahsetmiş olduğum maddelerden üretilmiş olmalıdır.
Vajina bölgesine yapılan tamponlar veya pedler sık sık gün içerisinde değiştirilmeli ve bu süre en fazla 6 saat arayla yapılmalıdır.
Kötü kokan akıntılara karşı, vajina girişine deoderant parfüm veya sabunlar kullanılmamalı, aksi takdirde daha fazla mantarlaşmaya neden olabilir.
Dar pantolon ve sıkı iç çamaşırları uzun süreli kullanılmamalıdır.
Düzenli olarak pap-test yaptırılması gerekmektedir.
Kişinin Vajinal akıntısı var, Şeker hastalığı da mevcutsa kontrol altında tutulması gerekir. Tatlandırıcılar kullanımlarına göre mantar enfeksiyonları olduğunu bilmekte fayda vardır.
Yaz ve tatil aylarında yukarıdaki önerilere uymak zorlaştığından, yazın vajinal akıntılara daha sık rastlanılabilir. Bu nedenle hijyenik kurallara her zaman büyük bir dikkatle uyulmalıdır.

Bir miktar akıntı mutlaka olacaktır. Unutmayın ki vajende hiç ıslaklık olmaması, kuruluk ayrı bir hastalıktır. Yani vajina kuru olamaz. Ülkemizde en çok cinsel ilişki ve adetten sonra kadınlarımızın bir kısmı, kirlendikleri gerekçesiyle “bulaşık çamaşır yıkarcasına” vajinanın içini yıkayarak, burada bulunan koruyucu asiti üreten Laktobasil’leri yok ederek, tekrarlayan mantar ve diğer mikrobik hastalıklara neden olmaktadır.


Bu Yazıyı Paylaş! Google+! Pinterest!